Hamas'ın kuruluşu ve misyonu

Hamas, 1987 yılında Filistin'de kurulan bir örgüttür. Tam adıyla "Hareket-ül Mukavemet-ul İslamiye" veya İslami Direniş Hareketi olarak bilinen Hamas, resmi olarak 14 Aralık 1987’de kurulmuş olsa da temeli 1945 yılında atılmıştır. Filistin’de ilk islami siyasal hareket 1945’te Kudüs’te İhvan-ı Müslim’in (Müslüman Kardeşler) Filistin bürosunun açılmasıyla başlamıştır. Filistin’de örgütlenen Müslüman Kardeşler, ilerleyen yıllarda yükselen Arap milliyetçiliği ve Nasırizm karşısında yer altına çekilerek gizli faaliyetlerde bulunmuştur. 1967'de İsrail'in Gazze ve Batı Şeria'yı işgaliyle yeni bir dönem başlamış ve Gazze’de Şeyh Ahmet Yasin liderliğinde İhvan’ın kurumsal ve sosyal altyapısının inşası başlamıştır. Şeyh Ahmet Yasin liderliğinde 1973 yılında İslam Derneği ( El Mucemma El İslami) kurulmuştur. Bu dernek İhvan’ın faaliyetlerini tek çatı altında yürüttüğü bir dernek olmuştur. Başlangıçta camii olarak kurulan dernek zamanla sosyal, kültürel, dini ve eğitim alanlarında faaliyet göstermiştir. Derneğin kuruluşundan kısa süre sonra Gazze’deki camilerin %40’ı İslam Derneği’nin kontrolü altına girmiştir. İslam Derneği’ni El Fetih’e karşı alternatif olarak gören İsrail, 1978 yılında İslam Derneği’ne yardım kuruluşu olarak yasal faaliyet lisansı vermiştir. İddialara göre o dönemde FKÖ’nün Filistin’de önemli bir siyasal güç olarak ortaya çıkmasıyla beraber İsrail, FKÖ’ye karşı olan Gazze’deki İslam Derneği’ne bağlı mescitlere maddi destek sağlamıştır.
Hamas’ın ve İslam Derneği’nin kurucusu olan Şeyh Ahmet Yasin 1984 tarihinde ateşli silah bulundurduğu gerekçesiyle İsrail tarafından tutuklanıp 13 yıl hapis cezasına çarptırılmıştır. Fakat 1985 yılında İsrail yönetimi ile Filistin Özgürlük Halk Cephesi arasında yapılan tutuklu mübadelesi ile serbest bırakılmıştır. Bu tarihten sonra Yasin, dernek bünyesinde sosyal faaliyetlerden ve islami bilinçlendirmeden vazgeçip, İsrail’e karşı daha kısa sürede daha kesin sonuç alacağına inanılan silahlı mücadeleyi destekleme kararı almıştır.
8 Aralık 1987 tarihinde 1. İntifada’nın başlamasıyla beraber Şeyh Ahmet Yasin liderliğinde Hareket-ül Mukavemet-ul İslamiye (İslami Direniş Hareketi ) ya da kısa adıyla Hamas kurulmuştur. 1. İntifada sırasında Hamas, halkı harekete geçirecek, İsrail’e karşı olan mücadeleyle alakalı ve Filistin’in genel sorunlarıyla alakalı bildiriler yayınlamaya başlamıştır. Kısa sürede adını duyuran ve tabandan büyük destek alan Hamas kendini Müslüman Kardeşler ’in (İhvan’ın) Filistin kolu olarak tanımlamıştır. Fakat Hamas zaman içerisinde İhvan’dan bağımsız bir örgüt olarak hareket etmeye başlamış ve İhvan’dan daha radikal bir tutum izlemiştir.
1991 yılında bölgede büyük bir güç olmak isteyen İran FKÖ’ye alternatif olarak Hamas’ı destekleme yoluna gitmiştir. 1991 Ekim tarihinde Tahran’da düzenlenen kongrede dönemin İran ruhani lideri Ali Hamaney, üst düzey yetkililer Hamas heyetiyle görüşmüş ve Hamas’a her türlü maddi manevi destek verebileceklerini açıklamışlardır. Aynı zamanda Tahran’da Filistin Büyükelçiliği olmasına rağmen Hamas örgütüne temsilcilik açmasına izin vermişlerdir. 1 sene sonra 8 Ekim 1992 tarihinde Tahran’ı ziyaret eden Hamas heyetine 30 milyon dolar ve İran’da 3000 Hamas askerine eğitim verilmesi İran tarafından kararlaştırılmıştır.
Kuruluş aşamasından bugüne olan Hamas’ın misyonunu ve ideolojisini kurulduktan 1 yıl sonra yayınladığı 18 Ağustos 1988 tarihli 36 maddelik Hamas Anayasası’na (Kuruluş sözleşmesi) göre şu şekilde açıklayabiliriz: İlk maddede belirtildiği üzere ‘İslami Direniş Hareketi’nin (Hamas) programı islamdır. Onun fikirlerini, düşünce tarzını, evrenin, hayatın ve insanın anlayışını buradan alır. Tüm davranışlarında buna başvurur ve adımlarını yönlendirmek için bundan ilham alır.’ Tamamen islami kurallara göre hareket etmektedir ve İslamcı bir ideolojiyi benimsemiştir. 11. Maddede ise Hamas, Filistin topraklarının kıyamet gününe kadar Müslümanlar için tahsis edildiğine ve Filistin topraklarından veya herhangi bir kısmından vazgeçilemeyeceğine inanmaktadır. Bu doğrultuda Filistin topraklarında İsrail devletinin varlığını asla kabul etmediğini ve etmeyeceğini garanti eden maddedir. Yine aynı sebepten Hamas, FKÖ ve El-Fetih ile fikir ayrılığı yaşamaktadır. FKÖ, Filistin topraklarında İsrail devletinin varlığını kabul etmiştir. Fakat Hamas hiçbir şekilde kabul etmemiştir ve Filistin davasını bu sebep üzerinden yürütmektedir. 13. Madde ise barışçıl çözümler, girişimler ve uluslararası konferanslar hakkındadır. Bu maddeye göre Hamas Filistin sorununun cihat dışında bir çözümü olmadığına inanmaktadır. Girişimler, öneriler ve uluslararası konferanslara da zaman kaybı ve boş çaba olarak görmektedir. 36 maddelik bu sözleşmenin diğer maddelerine baktığımızda hedefler, yöntemler, eğitim ve kadının rolü gibi maddeler de yer almaktadır. Maddelere toplu şekilde baktığımızda tüm maddeler ya hadislerle ya da ayetlerle desteklenmektedir. Tamamen İslam hukuku ile yönetileceği örnek alınan Hz. Muhammed ve anayasanın da Kuran-ı kerim kabul edildiği yazılmaktadır. Filistin davasının sadece Filistinlilere veya Araplara değil tüm İslam alemine ait olduğu yazmaktadır. Ve asla Filistin topraklarından bir parça topraktan bile vazgeçilmeyeceği yazmaktadır. Bu kapsamda Hamas’ın temel ideolojisi İslam’a dayanmaktadır. Örgüt, İslam’ı tüm hayatın rehberi olarak kabul etmekte ve buna göre dünya görüşünü şekillendirmektedir. Direniş ve cihadı teşvik etmekle beraber Filistin’i Arap toprağı olarak değil İslam toprağı olarak görmektedir.